İrtibatı Koparmayalım!
başına vurmak deyimi
(1) (içtiği içki) ne yaptığını bilemez duruma düşürmek, sarhoş etmek. (2) (zararlı gaz, sıcak) başını ağrıtmak, hasta etmek. örnek: Soba başıma vurdu galiba, pencereyi aç.
- anasından doğduğuna pişman etmek
- dört köşe olmak
- göç etmek
- çiğ iplik
- dediğine gelmek
- başına dikilmek
- gözle yemek
- Allah esirgesin
- payidar olmak
- avcu kaşınmak
- akıllı bıdık
- borçlu kalmak
- daldan dala konmak
- cebellezi etmek
- yerini bulmak
- başını taştan taşa vurmak
- tırnak göstermek
- bir kol çengi
- açıkta bırakmak
- bilincine varmak
- el almak
- yalvar yakar olmak
- sözünün eri olmak
- deşarj olmak
- dalgasına taş koymak
- fişi çekmek
- dilinin ucuna gelmek
- hor bakmak
- emrine girmek
- bir tahtası eksik
- avurtları birbirine geçmek
- yanık ses
- üstünden geçmek
Son Sorgulanan Deyimler
Deyim
Anlamı
(1) (içtiği içki) ne yaptığını bilemez duruma düşürmek, sarhoş etmek. (2) (zararlı gaz, sıcak) başını ağrıtmak, hasta etmek. örnek: Soba başıma vurdu galiba, pencereyi aç.
aydınlatıcı ek bilgilerle bir konuyu ya da sorunu anlaşılır kılmak, örnek: Konuya açıklık getirmek için birkaç şey söyledi.
bir kimseye ancak annenin gösterebileceği sevgi ve yakınlığı göstermek, analık etmek. örnek: Teyzesi ona annelik etti.
(bir işi) süresi içinde yapmayıp belirsiz bir zamana bırakmak. örnek: Adamlar işi askıya almak için fırsat arıyor.
(1) (bir şey için) çok istekli olmak. örnek: Sofrada buğusu tüten çorbaya canı gidiyordu ama, kimse buyur demedi (2) üzerine titrediği bir şeye zarar gelecek diye kaygılanmak, örnek: Çocuk düşüp bir yerini acıtacak diye annesinin canı gidiyordu.
Hiçbir şeye aldırış etmeden rahatını sağlamaya çalışmak.?Boş ver, rahatına bak, sen mi düzelteceksin diyenlerden nefret ederim.?
üzerinde hafif yemekler, meze ve içki bulunan tepsi, alçakgönüllüce düzenlenmiş içki sofrası.
(1) (hayvana) dizgin takmak. (2) mecaz (birinin) özgürlüğünü kısmak, buyruğu altına almak. örnek: Karısına dizgin vurmak isterken onu elden kaçırdı.
Palavra Atmak, herhangi bir konuyu abartmak, abartarak söylemek, yalan söylemek, olmayacak şeylerden söz etmek anlamı taşır.
Palavra atanlara palavracı, söyledikleri abartılı ya da yalan, olmamış ama olmuş gibi gösterdikleri şeylere de palavra denir.
Palavra atmak konusunda ün salmış, en bilinen, en uzman kişiler avcılar ve tabi ki unutulmaz Neşeli Günler filmindeki Ziya'dır :)
Örnek: Palavra atmak konusunda Ziya'nın eline kimse su dökemez.
(birinin) (1) beceriksiz olduğu için ya da başka bir nedenle birine uymak, onun yaptığı gibi yapmak. örnek: Arkadaşının arkasına takılmış gidiyorsun, kendine gel. (2) herhangi bir amaçla birini izlemek, gözden ayırmaksızın birinin arkasından gitmek. örnek: Polis arkasına takılınca, savuşamadı.
Yayın Ağımız
Bu listede yer alan sitelerimiz günlük hayatınızda gerek eğitim, gerek iş, gerek eğlence ve gerekse alışveriş konusunda yardımcı olmak için uzman ekipler tarafından hazırlanmaktadır.Eğitim Sitelerimiz
Eğlence Sitelerimiz
Rehber Sitelerimiz
Diğer Sitelerimiz
Tüm Hakları Saklıdır © 2008 - 2024
Sitemizin SEO çalışması Seo Uzmanı Zeze tarafından yapılmıştır.anlaminedir.com bir nerededir.com sitesidir.